Turist ve Gezgin Arasındaki Fark Nedir?

Binlerce kişi Barselona'da yaz boyunca “aşırı turizme” karşı protestolar düzenledi. Aralarında toplum dernekleri, çevrebilimciler, aktivistlerin de bulunduğu 140'tan fazla örgüt “Yeter! Turiste sınır koyalım” ve “Turistler evlerine dönün!” sloganlarıyla yürüyüş yaptı. Bölge halkı, kısa süreli kiralamalardan ve emlak sektörünün neden olduğu aşırı kalabalıktan sorumlu tuttukları uygun fiyatlı konut eksikliğini protesto etti. Barselona’da 2029 yılına kadar tüm kısa dönemli kiralamaların yasaklanacağı duyuruldu.

Sadece Barselona’da değil, tüm dünyada yerel halk ve turizm arasında artan bir gerilimden söz etmek mümkün. Peki neden? Bu yazımızda turist ve gezgin kavramlarının arasındaki farkı değerlendirdik. Keyifli okumalar!

Turist Kimdir, Gezgin Kimdir?

Turist kavramı dünyada giderek kan kaybeden bir tanım. Gezgin ise prestij kazanmakta. Bu iki kavram, seyahat sektöründe uzun zamandır süregelen bir tartışma. Bazı insanlar bu kelimeleri birbirinin yerine kullansa da iki grup arasında belirgin farklılıklar var.

Özetlemek gerekirse, turist ve gezgin arasındaki en büyük fark zihniyet farkıdır. Turist ve gezgin; evlerini terk etme ve dünyaya açılma eylemine nasıl yaklaştıklarıyla betimlenirler. Seyahat hakkında düşünme biçimlerinde temel farklılıklar bulunur.

Dürüst olmak gerekirse, son yıllarda insanlar turist olarak etiketlenmektense gezgin olarak tanımlanmak istiyorlar.

Peki neden?

Turist ve Gezgin Arasındaki En Önemli Farklar

• Turistler, hayattan “uzaklaşmak” için seyahat ederler. Kendilerine hizmet edilmesini ve eğlendirilmeyi isterler. Turistler, destinasyonda yaşayacakları deneyimler için çalışmak istemezler. Bu deneyimlerin nasıl ortaya çıktığıyla, yerel toplumlarla ya da çevreyle ilgilenmezler, turistler bıraktıkları etkiler üzerinde fazla düşünmezler, tüketip terk ederler.

• Gezginler ise destinasyonlarına uyumlanmak, orada var olmak isterler. Keşfetmek ve öğrenmek amacıyla seyahat ederler. Gezginler bu uğurda çalışmaya, hayata karışmaya isteklidir. En iyi yemeği veya eşsiz bir kültürel deneyimi nerede bulacaklarını öğrenmek için yerel halkla konuşurlar. Etraflarındaki dünyadan kaçmak yerine ilgilenirler. Varlıklarının ve katıldıkları etkinliklerin ziyaret ettikleri yerleri nasıl etkilediği konusunda daha düşünceli olma eğilimindedirler.

• Turistler seyahat etmenin en rahat yollarını ararlar. Yeni yerleri ziyaret etmek için konfor alanı talep ederler. Örneğin, bir yolcu gemisinde seyahat ederken rahatlık ön plandadır ve beklenmedik hiçbir şey olmasını istemezler. Turistler, yerel mutfakları denemek yerine zincir fastfood restoranlarında yemek ya da kahvelerini sokağın aşağısındaki yerel kafeden almak yerine zincir kahvecilerden satın almak gibi tanıdık deneyimler aramaya eğilimlidirler.

• Gezginler, unutulmaz ve etkili deneyimlerin konfor alanlarının dışında gerçekleştiğini bilirler. Yerel dili öğrenmeye çalışırlar, konuşmayı denerler. Ana turist güzergahlarının dışında dolaşmaya isteklidirler. Yerel yemekleri denerler, yerel toplumlarla iletişim kurarlar.

Gezgin ve Turist Arasında 7 Kritik Fark:

1- TURİST dikkat çeker, GEZGİN ise ortama uyum sağlar.
Selfie çubukları, haritaya bakarken kaldırımı tıkamak, kültüre ve iklime uymayan kıyafetler... Turistler, sosyal açıdan çevreye karışmayan bazı davranışlarıyla dikkatleri üzerlerine çekme eğilimindedir. Bir gezgin yerel halkın arasına karışmak için elinden geleni yapar, topluma uygun giyinir ve bulunduğu yerin sosyal normlarına uymaya çalışırlar.

2- TURİST bildiğini yemek ister, GEZGİN yerel mutfakları dener.
Bir turist yalnızca aşina olduğu yiyeceklere bağlı kalır, popüler yemek zincirlerini tercih eder. Bir gezgin ise yemeğin kültürle bağlantısı olduğunu bilir. Ülkenin kültürel mutfağını tatmak amacıyla yerel yemekleri dener, konfor alanının dışına çıkmaya isteklidir.

3- TURİST sadece gezer, GEZGİN ise yerel halkla iletişim kurar.
Bir turist kendi konfor bölgesinde kalır ve sadece popüler yerleri görmekle yetinir. Birlikte seyahat ettikleri kişiler dışında dışarı çıkıp insanlarla tanışmak için çaba sarf etmez. Bir gezgin ise yerel insanlarla tanışmak için çaba sarf eder. Halkla konuşmaya, şehrin sunduğu gizli, az bilinen yerleri öğrenmeye veya seyahat kitaplarında bulunamayacak benzersiz hikayeleri keşfetmeye çalışır. Gezginler, yeni bir yeri keşfederken en iyi kaynağın yerel halk olduğunu bilirler.

4-TURİSTLER rahat giyinir, GEZGİNLER uyumlu giyinir.
Turistler, sadece seyahat ederken “rahat” edecekleri kıyafetleri yanlarına alırlar. Bu bazen modaya uygun olmasa, aynı zamanda destinasyonun normlarına (dini, kültürel vb.) saygılı olmasa da umursamazlar. Gezginler bavullarını hazırlarken stil ile rahatlığın ötesinde yerel halkla uyumlu kıyafetleri tercih ederler. Gezginler, işlevsel ve uygun kıyafetler getirdiklerinden emin olurlar, kültürel normlara uygun kıyafetleri valizlerine dahil ederler.

5- TURİSTLER kendi ana dillerine sadık kalır; GEZGİNLER yerel dili öğrenmeye çalışır.
Turistler sadece kendi ana dillerini konuşur ve yerel dili öğrenmek için çaba sarf etmezler. Gezginler, yurtdışına seyahat ederken kullanmak üzere en azından birkaç anahtar kelime öğrenmeye çalışırlar. “Lütfen”, ‘teşekkür ederim’ ve ‘merhaba’ gibi basit kelimelerin fark yaratacağını bilirler.

6- TURİSTLER buldukları ilk hediyelik eşyayı satın alır, GEZGİNLER fırsat kovalar.
Turistler kolaylıkla yerel hediyelik eşya dükkânlarının cazibesine kapılabilirler. Bu ürünlerin ülkeye özgü olduğunu düşünürler ve yetinmeye razı olurlar. Gezginler ise yerel hazineleri ve mücevherleri ararken çaba harcarlar. Yanlarında götürebilecekleri en otantik eşyaları bulmak için araştırma yaparlar.

7- TURİSTLER haritalara güvenir, GEZGİNLER içgüdülerine güvenir.
Turistler, popüler bir yerden diğerine nasıl gidecekleri konusunda büyük ölçüde haritalarına güvenirler. Bu sebeple bir yeri keşfetme ve kaybolma macerasını kaçırırlar. Gezginler ise neyi keşfedeceklerini içgüdüsel olarak bulurlar, kaybolmaktan ve macera yaşamaktan korkmazlar.

Turistler Kime Fayda Sağlar?

Seyahatlerin yıllardır kitlelere bir meta, tüketilecek bir ürün olarak sunulduğunu söyleyebiliriz. Bir deneyim yaşamak yerine tatil yapıp, gidilen destinasyonu hızlıca tüketmemiz gerektiği hepimize aşılandı. Oysa, deneyim yaşamak ile turistik tatil arasında büyük bir anlam farkı var!

Örneğin turistler, gemi seyahat acenteleri, grup turları ve her şey dahil tatil köyleri satan büyük işletmelerden faydalanırlar. Bu ‘hijyenik’ bir gezi yöntemidir. Dahası turistler bazı destinasyonlarda kafese kapatılan fillere bindirmek için para talep eden sömürücü yerel işletmelere fayda sağlayabilir. Yani turistler kendi kişisel deneyimlerini sosyal ve çevresel zarar gözetmeksizin önceliklendirir diyebiliriz. Böylelikle turistler yerel halka ve çevreye fayda sağlamaktan çok zarar verebilirler. Gezginler sürdürülebilir turizm hakkında bilgililerdir, turistler ise gezmeyi bir tüketim olarak görürler.

Sürdürülebilir turizm hakkında daha fazla bilgi için bu yazımıza göz atabilirsiniz.

Turist misiniz Yoksa Bir Gezgin mi?

Sonuç olarak turist ve gezgin arasındaki farklar seyahat etme şekilleri ve zihniyetlerinde yatmaktadır. Turistler genellikle rahatlık ve tanıdıklık arayışında olup, gittikleri yerlerde geçici bir deneyim yaşarlar. Gezginler ise, seyahat ettikleri yerlerin kültürüne ve insanlarına derinlemesine bağlanmayı, yerel yaşamın bir parçası olmayı hedeflerler. Gezginler ziyaret ettikleri kültür ve toplumları ciddiye alırlar. Gezginler hem yerli hem yabancı- yeni insanları- önemserler. Gezginler keşfetmek isterler ve bunu sürdürülebilir bir şekilde yapmayı özellikle tercih ederler. Bir gezgin ile bir turist arasındaki temel farklardan biri eğitimdir, kişisel eğitim değil, seyahat eğitimi!

Peki ya siz turist mi, yoksa gezgin mi olmayı tercih edersiniz? Bir turist olarak rahatlık mı arıyorsunuz, yoksa bir gezgin olarak keşfetme ve öğrenme yolculuğuna mı çıkmak istiyorsunuz? Seyahat, bireysel tercih ve bakış açısına göre farklı şekillerde deneyimlenebilir; ancak gezgin olmayı seçmek, daha anlamlı, sürdürülebilir ve etkili bir deneyim sağlar. Dünyayı keşfederken, ziyaret ettiğimiz yerlerde bıraktığımız izlerin farkında olmak ve yerel kültürlere saygı duymak, hem bizlere hem de ziyaret ettiğimiz yerlerin ev sahiplerine uzun vadede daha olumlu katkılar sunacaktır.