Rejeneratı̇f Turı̇zm Nedir?
E-Bülten Üyeliği
Sürdürülebilir turizm ve Sentrum projesi hakkında son bilgileri öğrenmek için sen de e-posta adresinle kayıt ol, sana bilgiler ve öneriler gönderelim.Rejeneratı̇f Turı̇zm Nedir?
Sürdürülebilirliğe değer veren bir turizm türü mümkün mü? Seyahat ederken dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek mümkün mü? Bu iki sorunun cevabı “Rejeneratif Turizm” kavramında açığa çıkmakta.
Biliyoruz ki, antik çağlardan bu yana insanların içinde yaşadıkları dünyayı tanıma ve keşfetme arzusu var. Sadece bilinmeyen yerleri keşfetmek ve yeni iş ilişkileri kurmak için değil, insanlar aynı zamanda eğlenmek için de seyahat ediyorlar. Seyahat arzusuna geçmişten en güzel örnek Delphi'de M.Ö. 776 yılında gerçekleşen ilk Olimpiyat Oyunları’nı verebiliriz. Denizaşırı kolonilerden ve Yunanistan'ın dört bir yanından binlerce insan, yarışmalara katılmak veya kutsal alana girebilmek için Parnassus Dağı'na gelmiş. Belki de dünyanın ilk turizm hareketi ve ilk gezginler Olimpiyat Oyunlarını izlemek için seyahat edenlerdir.
O çağlardan bugüne turizm en önemli ekonomik sektörlerden biri haline geldi. İkamet edilen bölgeden farklı yerlere gitmek, varılan bölgenin tarihine, kültürüne ya da doğasına ilgi duymak, insanların dünyanın bir ucundan diğerine seyahat etmesine yol açtı. Ancak maalesef turizmin günümüzde, olumsuz çevresel etkileri de bulunuyor. Rejeneratif turizm (yenileyici turizm) akımı da tam olarak bu noktada karşımıza çıkıyor.
Sürdürülebilir turizm trendleri hakkında daha detaylı bilgi almak için bu yazımıza göz atabilirsiniz.
Peki tam olarak nedir bu rejeneratif turizm?
Gelin beraber inceleyelim.
Neden Rejeneratif Turizme İhtiyaç Var?
Hiçbir gezgin zarar görmüş, bozulmuş, kirlenmiş yerlere seyahat etmek istemez. Ancak her yıl binlerce turisti ağırlayan destinasyonların çoğu hızla yıpranıyor.
Örneğin, 2023 yılında İngiltere'deki Reading Festivali'nde bu yıpranma had safhaya ulaştı. Festival boyunca üç gün süren konserler düzenlendi. Konserlerin ardından, festival alanı terk edilmiş binlerce çadırla kaplıydı. Festival alanının her metrekaresine tonlarca çöp saçılmıştı. Yapılan bir araştırmaya göre, sadece İngiltere’deki festivallerde her yıl 875 ton plastik atık ortaya saçılmakta. Adeta bir çöp halısıyla kaplı yeşil alanların görüntüleri dünyayı sarstı. Medya fotoğrafları, belediye kameraları ve drone görüntüleri, üç günlük bir müzik festivalinin ardından İngiltere'nin Reading kentinde yaşanan atık krizini, kirliliği, atıkları, boş çadırları ve tarlalarda bırakılan çöpleri dünyanın yüzüne çarptı. Olaylar o kadar büyüdü ki, bölgede bazı yerlerde turizm yasaklandı.
Bir başka dramatik örnek ise, doğal kaynakları beş yıl gibi kısa bir sürede tahrip olan, neredeyse doğal kaynaklarının tükenme noktasına vardığı Tayland’ın cennetvari adası Koh Tachai. Büyük oranda turistik hareketlenmelerin yaşandığı Koh Tachai adasının biyolojik çeşitliliği neredeyse yok edildi. Bu sebeple Tayland hükümeti adayı -süresiz olarak- turizme kapattı.
Başka bir örnek ise 2015 yılında Kosta Rika'da yüz binlerce deniz kaplumbağasının yumurtalarını kumsallara bırakmasına engel olan bir turizm dalgası yaşanması.
Dünyanın birçok okyanus kıyısındaki turizm beldesinde, meraklı turistlerin ilgisini çekmek için yakalanıp teşhir edilen yunus yavruları, sonradan ölüme terk ediliyor. Birçok yerde doğa koruma konusunda çalışan sivil toplum kuruluşlarının açtığı davalar hala sürmekte.
Turizmin oluşturduğu tahribatı en can alıcı şekilde ekranlara taşıyan The Venice Syndrome (2012) belgeseli, turizmin zarar veren perspektifini gözler önüne seriyor. Beldelerin sadece birkaç yıl içinde nasıl yaşanabilir bir yer olmaktan çıktığını Venedik Kenti örneğiyle yüzümüze çarpan belgesel bir turistik cazibe merkezinin nasıl yıprandığını anlatıyor. Belgesel, tarihî lagün şehrine özgü yaşamdan bugüne kalanları tasvir ederken bir alt-kültür oluşturan turizm sektörü hizmetlerine ve büyük yolcu trafiğinin şehri katledişine odaklanıyor.
Turizm sebebiyle, Venedik’te orantısız artan fiyatlar ve yerel işletmelerin yok olması nedeniyle şehirden göç etmek zorunda kalan birçok Venedikli mevcut. Her geçen yıl daha fazla sel baskınına maruz kalan kente gelen gemi turlarının ve yükselen deniz seviyesinin olumsuz etkileri de cabası. “The Venice Syndrome” belgeselinin yönetmenleri, prömiyer gecesinde yaptıkları konuşmada gelecekte Venedik diye bir yer kalmayacağına vurgu yaptılar. Günümüzde, yüzyıllardır İtalyan kültürü, sanatı ve ekonomisi için en dinamik ve önemli merkezlerden biri olan Venedik bir tür tema parkına dönüşmüş halde.
Kısacası, turizm hareketleri, çevreye verdiği zararın yanı sıra, beldelerin sosyal gelişimini de olumsuz etkileyebiliyor. Turizm her ne kadar ilerleme ve ekonomik güç yaratırsa yaratsın, bölgesel sorunlara ve doğayı tahrip etmeye meyilli bir sektör.
Turizmi Yeniden Düşünmek
İnsanların, çekirge sürüleri gibi dokundukları her şeyi yok ettiği söylenir ve dünyanın birçok eşsiz yerinde olan da budur. Peki, çevreye- kültüre zarar vermeden seyahat etmek mümkün mü? Aksine, turizm ziyaret ettiğimiz yerlere fayda sağlayabilir mi?
Ne yazık ki, turizm her zaman kültür, tarih, gastronomi ve doğa ile desteklenen ve para kazandıran bir makine zannedilmiştir. Ancak son yıllarda “sürdürülebilirlik” olgusuyla bu sektöre katma değer sağlayabileceği keşfedildi. Çevreye duyarlı, kültüre saygılı, doğayı koruyan bir turizmin mümkün olduğunu kavradık. Sürdürülebilirliğe ve yenilenmeye dayalı “rejeneratif turizm” bu tür bir akım.
Rejeneratif Turizmin Olmazsa Olmazları
Rejeneratif turizm, sürdürülebilir seyahat ve yeni destinasyonlar keşfetmenin ötesinde, destinasyonun korunmasına ve o bölge halkının refahının iyileşmesine katlı sağlayacak bir turizm yaklaşımıdır. Amaç, ziyaretçilere destinasyonu olumlu yönde etkileme konusunda ilham vermektir. Başlıca hedef, ziyaretçilerin tatil beldeleri üzerinde olumlu bir etki yaratarak, burayı bulduklarından daha iyi bir durumda bırakmalarıdır. Çevreye zarar vermek yerine, çevreyi aktif bir şekilde canlandırmayı, koruma altına almayı ve yeniden üretmeyi amaçlayan, böylece bölge halkı ve yerel ekonomi üzerinde olumlu bir etki yaratan bir kavramdır. Rejeneratif turizm; “sürdürülebilir yenilenme”yi içerir.
Son yıllarda, dünyanın dört bir yanından turizm liderleri “rejeneratif turizmi” değerlendirmeye aldı. Bu rejeneratif turizm konsepti gezginler, turizm şirketleri ve beldeler/ destinasyonlar tarafınca kabul görmeye başladı.
Rejeneratif Turizme Hangi Faaliyetler Dahildir?
Rejeneratif turizmin yolları aşağıda sıralanmıştır;
1- Rejeneratif turizmin ilk şartı seyahatleri dengelemektir. İklimi korumak için karbon ayak izini azaltan turizm şirketleriyle çalışmak gibi.
2- Tatil rezervasyonunu mümkün olan en düşük çevresel etkiye sahip olan veya bölge halkı üzerinde sosyal, çevresel ya da ekonomik olumlu etkisi olan sorumlu acenteleri, tur operatörlerini ve otelleri seçmek.
3- Tatil paketini yerel işletmelerden ve kuruluşlardan satın almak. Sürdürülebilirlik sadece doğayı korumak anlamına gelmez, aynı zamanda toplum temelli ilerlemeyi de içerir. Bu nedenle, her toplumun kültürüne ve yaşam biçimine saygı duymak, yenileyici turizmde kilit bir faktördür. Ziyaret ettiğimiz destinasyonlarda bölge halkının kalkınması, refahının artması ve onurlu bir şekilde yaşamaya devam etmesi için yerel işletmelerinden alışveriş yaparak, hizmetlerini kiralayarak ve faaliyetlerine katılarak yerel ekonomiye katkıda bulunmalıyız.
4- Destinasyonda kalış süresince çevrenin temizlenmesine ve eski haline getirilmesine gönüllü olarak yardımcı olmak. Çevre kirliliğini azaltmaya yardımcı olmanın bir yolu, plajların ve ormanların temizlenmesine aktif olarak katılmaktır. Tek yapmanız gereken yanınıza her zaman bir çanta almak ve yürüyüşe çıktığınızda yol boyunca bulduğunuz atıkları toplamak için birkaç dakikanızı ayırmaktır.
5- Destinasyonda, desteğe ihtiyacı olan sosyal projelerle birlikte çalışmak. Örneğin Nepal'de, Tiger Mountain Pokhara Lodge kabinleri, ek sınıfların inşasını tamamlamak için fon toplamak amacıyla kullanılmaktadır. Seyahat edenler, nefes kesici doğal güzellikler eşliğinde doğa yürüyüşü gibi etkinliklerin tadını çıkarırken okula bağışta bulunabilirler.
Rejeneratif Turizmin Önemi
Turizmin gezegen üzerindeki olumsuz etkisini nötralize etmeye odaklanan 'sürdürülebilir turizm' kavramının ötesine geçen 'rejeneratif (yenileyici) turizm', bölge halkına ve çevreye olumlu bir etki katmayı esas alıyor. Başarılı bir şekilde uygulanması, günümüzün değişen toplumunda tatilin gerçekten ne anlama geldiğine dair zihniyette bir değişiklik yapılmasını gerektiriyor.