• SENTRUM Hakkında
    • Proje Ortaklarımız
  • Yeşil ve Sürdürülebilir Turizm Nedir?
  • Yeşil Destinasyonlar
  • Yeşil Fikirler
  • Medya Merkezi
    • Haberler ve Duyurular
    • Basın İletişimi
    • Etkinlikler | Galeri
    • Kurumsal Galeri
  • Blog | Köşe Yazıları
    • Blog
    • Köşe Yazıları
  • Küresel Sürdürülebilir Turizm Programı
  • Ödüller
  • Raporlar
  • E-Bülten
E-Bülten
  • EN
    • Türkçe
    • English
  • Anasayfa
  • Blog
  • Doğa Temelli Çözümler ile Şehirler İklim Değişikliğine Nasıl Hazırlanabilir?

Doğa Temelli Çözümler ile Şehirler İklim Değişikliğine Nasıl Hazırlanabilir?

Doğa Temelli Çözümler ile Şehirler İklim Değişikliğine Nasıl Hazırlanabilir?

Kentler artık sadece nüfusun değil, krizlerin de yoğunlaştığı yerler. Aşırı sıcaklar, ani sel baskınları, hava kirliliği, altyapı çöküşleri… Tüm bunlar bize şunu söylüyor: Betonla örülen kent modelleri artık sürdürülebilir değil.


Peki, alternatif ne? Cevap, doğada saklı. Daha doğrusu: doğa temelli çözümlerde.


Doğa temelli çözümler – (İngilizce: Nature-based Solutions (NbS)) - doğanın kendi süreçlerini kullanarak hem çevresel hem de toplumsal sorunlara sürdürülebilir çözümler sunmayı hedefliyor. Bu yaklaşım, şehir planlamasından afet yönetimine kadar pek çok alanda kullanılıyor. Ama mesele sadece yeşillendirmek değil. Asıl soru şu: Bu çözümler kimin için, nasıl uygulanıyor? Sosyal adaleti gözetiyor mu? Her kent aynı şekilde mi fayda sağlıyor?


Bu yazıda, doğa temelli çözümlerin şehirlerde nasıl uygulandığını, hangi faydaları ve sınırları olduğunu ve neden sadece teknik değil, aynı zamanda toplumsal dönüşüm ile ilişkili bir tercih olduğunu birlikte keşfedeceğiz. Keyifli okumalar!


Yeşil Şehir Nedir? adlı blog yazımızı okumak için tıklayın.

Doğa Temelli Çözümler Nedir?

Doğa temelli çözümler (Nature-Based Solutions), doğanın kendi işleyişinden ilham alarak çevresel, toplumsal ve ekonomik sorunlara yanıt arayan yaklaşımlardır. Temel mantığı şudur: Doğa zaten çözümün kendisidir. Doğru planlandığında, hem insan ihtiyaçlarını karşılar hem de ekosistemleri güçlendirir.


Uluslararası Doğa Koruma Birliği’ne (IUCN) göre doğa temelli çözümler, “insan refahı ve biyolojik çeşitliliğe eş zamanlı katkı sunan sürdürülebilir eylemler” olarak tanımlanır. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve IPCC gibi küresel kurumlar da bu yaklaşımı iklime uyum politikalarının merkezine yerleştiriyor.


Peki, bu çözümler şehir hayatına nasıl entegre ediliyor?


    ● Yeşil çatılar ve duvarlar, bina ısı dengesini korurken karbon tutar.

    ● Yağmur bahçeleri, ani su taşkınlarını azaltır ve yer altı su kaynaklarını besler.

    ● Kentsel ormanlar, hem hava kalitesini artırır hem de insanlara psikolojik destek sağlar.

    ● Sulak alan restorasyonları, biyolojik çeşitliliği korurken iklim düzenleyici işlevi görür.


Tüm bu uygulamaların ortak noktası, doğayı bir altyapı aracı olarak görmektense bir ortak olarak kabul etmeleri. Bu da klasik mühendislik çözümlerine göre daha esnek, daha kapsayıcı ve genellikle daha düşük maliyetli seçenekler sunar.

Doğa Temelli Çözümlerin Şehirlerdeki Faydaları

Doğa temelli çözümler, şehirlerin yalnızca fiziksel yapısını değil, sosyal dokusunu da dönüştürme potansiyeline sahiptir. Kapsayıcı, çok katmanlı etkiler yaratır:


    ● Ekolojik Faydalar: Doğa temelli çözümler doğrudan ekosistem hizmetlerini destekler. Şehirlerde yeşil alanların artması, karbon yutaklarının çoğalması anlamına gelir. Ağaçlar ve bitkiler havadaki zararlı partikülleri filtreleyerek hava kalitesini iyileştirir. Aynı zamanda biyolojik çeşitlilik için mikro habitatlar oluşur.

    ● İklimsel Faydalar: Kentsel ısı adası etkisi, şehirlerde sıcaklığın kırsala göre 4-5°C fazla olmasına neden olur. Yeşil altyapılar bu farkı azaltabilir. Yağmur bahçeleri, geçirgen yüzeyler ve yeşil çatı sistemleri, ani yağışlarda oluşabilecek taşkın riskini ciddi şekilde düşürür.

    ● Sosyal Faydalar: Doğa ile iç içe yaşam, psikolojik iyilik halini artırır. Topluluk bahçeleri, kamusal yeşil alanlar ve parklar, sosyal etkileşimi artırarak yalnızlıkla mücadelede de rol oynar. Ayrıca, özellikle çocuklar ve yaşlılar için güvenli alanlar yaratır.

    ● Ekonomik Faydalar: Başlangıçta yatırım gerektirse de, uzun vadede doğa temelli çözümler klasik altyapılara göre daha düşük bakım maliyetine sahiptir. Sel, sıcaklık ve diğer iklim kaynaklı afetlerin yol açtığı zararları azaltarak şehir ekonomilerini korur. Aynı zamanda “yeşil işler” dediğimiz yeni istihdam alanlarını da beraberinde getirir: peyzaj mimarları, ekolojik danışmanlar ve bakım ekiplerinin yaptığı işler buna örnek gösterilebilir.


Akıllı Şehir Teknolojileri ile Sürdürülebilir Yaşam adlı blog yazımızı okumak için tıklayın.


Tüm bu faydalar, doğa temelli çözümleri şehir planlamasında cazip bir araç haline getiriyor. Ancak başarı, yalnızca uygulanmasında değil; nasıl ve nerede uygulandığında gizli.

Türkiye’den ve Dünyadan Uygulama Örnekleri

Doğa temelli çözümler, dünya genelinde giderek daha fazla şehir tarafından benimseniyor. Ancak her uygulama kendi sosyal, coğrafi ve ekonomik bağlamına göre şekilleniyor.


İstanbul’da Kadıköy Belediyesi’nin hayata geçirdiği yağmur hasadı projesi, kent içinde suyun doğal döngüsünü canlandırmaya yönelik dikkat çekici bir adımdı. Yağmur suyunun doğrudan kanalizasyon sistemine gitmesi yerine, bitkiler aracılığıyla toprağa süzülmesi sağlandı. Bu hem taşkın riskini azaltıyor hem de yer altı su kaynaklarını besliyor.


Kopenhag, artan yağışlar nedeniyle yaşadığı taşkın sorununu çözmek için sokakları geçirgen malzemelerle yeniden tasarladı. “Bulut şehri” (cloudburst city) projesiyle hem suyu yöneten hem de estetik anlamda kamusal alanı zenginleştiren bir sistem oluşturuldu.


Singapur 2030 Planı, doğayla uyumlu kent tasarımında önde gelen örneklerden biri. Şehrin farklı noktalarında biyofiltrasyon sistemleri, yeşil koridorlar ve dikey bahçeler ile hava-su döngüsü yönetiliyor.


Bu örnekler, doğa temelli çözümlerin yalnızca çevresel değil, sosyal faydalar da yaratabileceğini gösteriyor. Ancak başarının kilit noktası, yerel ihtiyaçlara ve gerçeklere göre şekillendirilmiş, katılımcı yaklaşımlar geliştirmekten geçiyor.

Doğa Temelli Çözümlerin Sınırları ve Riskleri

Doğa temelli çözümler, ne kadar umut verici olursa olsun, her zaman ideal koşullarda uygulanmıyor. Uygulama sürecindeki bazı eksiklikler ve yapısal sorunlar, bu çözümlerin etkisini sınırlayabiliyor ya da beklenen faydanın tersine sonuçlar doğurabiliyor.


    ● Yeşil Aklama Riski: Bazı şirketler ya da yerel yönetimler, gerçek bir dönüşüm yaratmak yerine yüzeysel projelerle çevre duyarlılığı imajı yaratmaya çalışıyor. Birkaç fidan dikilmesi, bir park açılması, doğa temelli çözüm olarak sunulabiliyor. Oysa bu tür projeler, sorunun kök nedenlerine dokunmadığı gibi, halkı aldatma riskini de beraberinde getiriyor.

    ● Küresel Modellerin Yerelleştirilmeden Uygulanması: Bu durum beklenen etkinin sağlanamamasına neden olabiliyor. Örnek bir modelin farklı iklimsel, sosyal ve yönetsel yapılara sahip bir ülkede doğrudan kopyalanması, etkisiz ya da sürdürülemez projelere yol açabiliyor.

    ● Veri Eksikliği ve Etki Ölçüm Zorlukları: Doğa temelli çözüm projelerinin etkinliği genellikle uzun vadede ölçülebiliyor. Bu nedenle kısa vadeli siyasi yatırımlarla çakışabiliyor. Ayrıca birçok yerel yönetimin bu tür projelerin başarısını analiz edecek altyapısı, bütçesi ya da kapasitesi olmayabiliyor.


Doğa temelli çözümler tek başına yeterli değil. Fosil yakıtlara dayalı sistemleri dönüştürmeden, karbon salımını azaltacak yapısal değişiklikler yapılmadan, bu projeler yalnızca semptomları hafifletir. Krizin nedenlerine değil, yalnızca sonuçlarına odaklanan çözümler kısa vadede etkili olabilir, ancak uzun vadede yetersiz kalır.

Sadece Yeşil Değil, Eşitlikçi Kentler İnşa Etmeliyiz

Doğa temelli çözümler, şehirleri iklim krizine karşı daha dirençli, yaşanabilir ve kapsayıcı hale getirme potansiyeli taşıyor. Ancak bu çözümler yalnızca teknik değil; aynı zamanda toplumsal dönüşüm tercihlerini de içeren bütüncül bir dönüşüm gerektiriyor.


Sadece daha fazla yeşil alan yaratmak değil; bu alanları kimin, nasıl kullanabileceğini düşünmek; altyapıyı doğayla uyumlu hale getirirken sosyal adaleti de öncelemek gerekiyor. Başarılı bir doğa temelli çözüm, yerelin ihtiyaçlarını gözeten, uzun vadeli etkileri hesaba katan ve halkı karar alma süreçlerine dahil eden bir yaklaşımla mümkün olabilir.


İklim değişikliği artık geleceğin değil, bugünün meselesi. Bu nedenle kentler sadece betonla değil, doğayla birlikte inşa edilmek zorunda. Gerçek çözüm, doğayı taklit etmekten çok, onunla birlikte hareket etmeyi öğrenmekte yatıyor.

TÜM BLOG YAZILARI
SENTRUM’la ilgili hiçbir haberi kaçırma!
Sürdürülebilir turizmin geleceğini keşfetmek ve SENTRUM projesi hakkında en güncel bilgilere ulaşmak için bültenimize kaydolabilirsiniz.
E-bültene kaydolun
İçeriklerimizi mail olarak almak isterseniz, bültenimize kaydolun!
  • E-Bülten
  • SENTRUM Hakkında
  • Yeşil ve Sürdürülebilir Turizm Nedir?
  • Yeşil Destinasyonlar
  • Yeşil Fikirler
  • Medya Merkezi
  • Blog | Köşe Yazıları
  • Ödüller
  • Raporlar
  • E-Bülten
  • Küresel Sürdürülebilir Turizm Programı
© 2024, SENTRUM Tüm Hakları Saklıdır.

Web sitemizde aktif bir kullanım deneyimi ve iyileştirme çalışmalarımız için zorunlu, foknsiyonel, analitik ve pazarlama çerezleri kullanmaktayız. Çerezlerin kullanımına ilişkin detaylı bilgi almak için Çerez Politikamızı inceleyebilir, tercihlerinizi değiştirebilir veya tüm çerezleri kabul ederek ilerleyebilirsiniz.

Çerez Tercihlerim

Çerez tercihlerim

Web sitemizde aktif bir kullanım deneyimi ve iyileştirme çalışmalarımız için ziyaretçilerimizin tercihlerinin değerlendirilmesi amacıyla çerez kullanmaktayız. Kullanmakta olduğumuz çerezlerden sitenin çalışması için gerekli olan gerekli ve fonksiyonel çerezler dışında analitik ve pazarlama çerezleri siz etkinleştirmedikçe kullanılmayacak olup, vermiş olduğunuz onayınızı istediğiniz zaman geri alabilme imkanınız bulunmaktadır. İşlenmesine izin verdiklerinizi işaretleyebilir, çerezlere ilişkin daha detaylı bilgi sahibi olmak için metnimizi inceleyebilirsiniz.

Onay Tercihlerini Yönet
Gerekli Çerezler

Web sitemizin fonksiyonel ve güvenli bir şekilde çalışması için kullanılan çerezlerdir. Bu çerezlerin kullanılamıyor olması web sitesinin işleyişini etkilemektedir.

Fonksiyonel Çerezler

Web sitesi içeriklerinin uygun ve güvenilir şekilde kullanımı ile müşteri memnuniyetini arttırmak adına yapılan geliştirmeler için kullanılan çerezlerdir. Bu çerezlerin kullanımı ile yalnızca site içeriklerinin uygunsuz kullanımı engellenmektedir.

Analitik Çerezler

Web sitemizi nasıl kullandığınızla ilgili bilgiler toplayarak sitemizi geliştirmemize yardımcı olması için kullanılan çerezlerdir.

Pazarlama Çerezleri

Müşteri memnuniyeti ile satış ve pazarlama faaliyetlerimizin arttırılması için kullanılan çerezlerdir.